takılı

takılı
s.
1. 系在…上的, 佩戴在…上的, 吊挂在…上的, 挂在…上的, 别在…上的, 被固定在…上的: kemerine \takılı kılıç 佩带在腰带上的宝剑 Dikenli çitten geçmek istemiş, fakat orada takılı kalmış. 他想通过蒺藜, 但被蒺藜挂住了。
2. 拖挂的, 被拖带的; 牵引的, 被纠缠不休的: arka arkaya \takılı giden insanlar 一个跟着一个走的人们 Zihni, daima, bir düşünceye takılı. 他总在想问题。Sessiz sedasız uzandığı kanepede duvar kağıtlarına takılı kaldı gözü. 他一声不响地坐在沙发上, 眼睛盯着墙纸。
3. 语́ 带词缀的
◇ \takılı ev 装配式的房屋

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • takılı — sf. Takılmış, tutturulmuş, asılmış Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller takılı kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • takılı kalmak — bir yerde bir şeyde takılıp kalmak Bütün dava şimdi Trakya daki bu sınırlama keyfiyetine takılı kalmıştı. A. N. Karacan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Niue at the 2011 Pacific Games — Flag of Niue Niue competed at the 2011 Pacific Games in Nouméa, New Caledonia between August 27 and September 10, 2011. As of June 28, 2011 Niue has listed 63 competitors.[1] C …   Wikipedia

  • armadura — is., den., İt. armatura Gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • atlıkarınca — is. Yere dikilmiş bir eksen çevresinde döndürülen askılara takılı oyuncak at, uçak vb.nden oluşan bir eğlence aracı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başlık — is., ğı 1) Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş İyi ki güneş açmış, sıcak basmış da başlığını sıyırınca yüzünü görmüş tanımışlardı. N. Cumalı 2) Üst giysilerinin yakalarına takılı başlık, kapüşon 3) Hayvan koşumunun başa geçirilen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • burgu — is. 1) Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet Yeşil gözlerini iki burgu gibi gözlerime batırdı. H. E. Adıvar 2) Tıpa çekmeye yarayan, ucu sivri ve helis biçiminde demir alet, tirbuşon 3) Yerin orta ve derin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fagot — is., müz., Fr. fagot Tahtadan parçaları uç uca takılı, uzun bir boru biçiminde, perdeli bir üflemeli çalgı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kelepçeli — sf. 1) Kelepçesi olan 2) Bileklerine kelepçe takılmış olan 3) zf. Kelepçe takılı olarak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kelepçesiz — sf. 1) Kelepçesi olmayan 2) zf. Kelepçe takılı olmadan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurutmaç — is., cı Mürekkebi kurutmak için kullanılan kurutma kâğıdı ve bunun takılı bulunduğu araç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”